28 Şubat 2014 Cuma

Kremalı Mantar Çorbası


Merhaba,

Bugün en sevdiğim çorbanın tarifini paylaşacağım. Eskiden hazır çorba paketlerinden alır onları pişirirdim, dün akşam düdüklü tenceremin kullanma kılavuzunu okurken gözüme tarifler bölümü ilişti. Pazardan da mantar almıştım ve kremalı mantar çorbası tarifini denemeye karar verdim. İyi de denemişim, hazır çorbalardan çok daha lezzetli oldu.

Eşim mercimek çorbası dışında hiçbir çorba içmeyeceğini söylüyordu, o da çorbamı severek içti. Demek ki geleneksel çorbalar dışındaki tarifleri denemem gerekiyormuş :)
Şimdi tarifimize geçelim:

Malzemeler
Yarım kilo kültür mantarı
2-3 yemek kaşığı zeytinyağı
1 adet etsu tablet
1 adet orta boy soğan
2-3 diş sarımsak
4 yemek kaşığı krema (kutudaki kremalardan)
Göz kararı kaynamış su
Tuz, karabiber ve kekik

Hazırlanışı
1. Soğan ve sarımsakları ince ince doğrayın. Bunları tencerenize alıp, tencereye iki veya üç kaşık riviera zeytinyağı ilave edin ve güzelce kavurun.

2. Soğanlar pembeleşirken mantarları temizleyin ve saplarıyla birlikte doğrayın. Ardından sotelediğiniz soğan ve sarımsaklara ilave edip, biraz da mantarları kavurun. Bu sırada iki ila üç bardak kadar su kaynatın.

3. Kaynamış suyu mantarların üzerini örtecek kadar koyun (düdüklü tencere kullanıyorsanız), suyun içerisine etsu tablet, tuz, karabiber ve bir fiske kekik ilave edip mantarları güzelce haşlayın.

4. Mantarlar haşlandıktan sonra tüm malzemeyi el blender'ından geçirin ve karışıma 4 yemek kaşığı kadar yemeklik krema ilave edin. Çorbanızı krema ile birlikte bir süre daha karıştırarak pişirin ve servis tabağınıza alın.

Not: Dilerseniz servis ederken çorbanızın üzerine taze dağ kekiği ilave edebilirsiniz.

Afiyet olsun!

26 Şubat 2014 Çarşamba

Havuç Salatası ve Yeğenlerimizin Ziyareti


Merhaba,

Geçtiğimiz Cuma akşamı yeğenlerimizi ağırladık. Bir gece önceden hazırlıkların bir kısmını tamamlamıştıım, ana yemeğimiz olan hünkar beğendiyi de son dakikada yetiştirdim. 

Kahkahalar içerisinde yenen yemeğin ardından bir gece önceden hazırlayıp buzlukta beklettiğim limonlu parfemi ikram ettim. Sinocuğum ve Gizoşum hem hazırlık aşamasında hem de sonrasında bana çok yardımcı oldular.

Ardından güzel bir çay demledik ve Gizem'in hazırladığı mantar kurabiyeler ile ağlayan pastanın tadını çıkardık; bir yandan da en sevdiğim film olan "The Man from Earth"ü izledik. Neredeyse filmin tamamı aynı oda içerisinde geçiyor ve filmde gördüğünüz insan sayısı onu geçmiyor sanırım. "The Man from Earth" ("Dünyalı") düşük bütçe ve akıllıca kaleme alınmış bir senaryo ile sürükleyici bir filmin çekilebileceğinin ispatı.
En kısa zamanda izlemenizi öneririm.

Gelelim menümüze:
(İş çıkışı olunca çorbamı yetiştiremedim, artık başka sefere...)
Mevsim Salatası

Not: Menüde yer alan lezzetlerin tariflerine ulaşmak isterseniz üzerlerine tıklamanız yeterli!

Sevgilimi beklerken sulanan salata :)
Gelelim tarifimize... Yoğurtlu havuç salatası yapımı çok kolay olan ve bir o kadar lezzetli bir salata. Zamanınız dar ise en büyük kurtarıcılarınızdan biri olabilir.

Malzemeler:
-3 adet orta boy havuç
-Yaklaşık iki kase yoğurt
-3 diş sarmısak
-Zeytinyağı ve tuz
-Bir veya iki avuç iri dövülmüş ceviz

Hazırlanışı:
1. Havuçları rendenin iri kısmında rendeleyin ve bir iki kaşık zeytinyağında soteleyin. Havuçlar ne diri kalmalı ne de gereğinden fazla pişmeli.

2. Ardından yoğurdu çırpın ve ezmiş olduğunuz sarımsakları ve bir miktar tuzu yoğurda ilave edin.

3. Son olarak sotelediğiniz havuçları ve iri dövülmüş cevizleri sarımsaklı yoğurt ile karıştırın ve servis tabağınıza alın.

Afiyet olsun!

Not: Öncelikle az bir miktar yoğurdu sarımsakla karıştırın. Havuçları ekledikten sonra göz kararı daha fazla yoğurt eklersiniz. Yoğurdun tamamını hemen havuçlarla karıştırırsanız yoğurt miktarı fazla gelebilir.

Bunlar da masamızdan detaylar, çekimleri gün ışığında yapamadığım için biraz karanlık çıktılar.

Masamız...

Antalya'dan gelen portakallar ile sıktığımız portakal suyumuz da hazır...


23 Şubat 2014 Pazar

Limonlu Parfe


Merhaba,

Pazartesi sendromunu minimuma indirmek için haftaya tatlı bir başlangıç yapmak istedim. Limonun lezzet kattığı her tarife bayılıyorum. Limonlu parfe tarifini de liseden bu yana yanı başımdan hiç ayrılmamış olan dostumdan, Sümeyra'dan aldım. O da Hafize Teyzemden almıştır sanıyorum (kendisi Sümeyra'nın mutfakta harikalar yaratan annesi).

Ben sonrasında parfeyi kalıptan çıkarmanın bu kadar zor olacağını düşünemediğim için parfeyi kek kalıbına döktüm ve sonrasında büyük bir pişmanlık yaşadım, yine de misafirlerimin yardımlarıyla parfemi kalıptan çıkarmayı başardım. Bu tarifi silikon bir kalıp veya borcam kullanarak denemenizi öneririm. Bir sonraki denememde silikon muffin kalıplarımı kullanmayı planlıyorum.

Çok pratik bir tarif. Özen göstermeniz gereken tek husus parfeyi bir gece önceden hazırlayıp buzlukta bekletmek. 

En kısa zamanda dilemeniz dileğiyle. Haftanız çok güzel geçsin!

Malzemeler
2 adet orta boy yumurta
1 su bardağı toz şeker
2 paket krem şanti
2 su bardağı soğuk süt
1,5 limonun suyu
1,5 limonun kabuğunun rendesi

Hazırlanışı
1. İlk olarak yumurtalar ile toz şekeri mikser yardımıyla yumurtalar köpürene kadar çırpın.

2. Ayrı bir kapta iki paket krem şanti ile iki su bardağı soğuk sütü yoğun bir kıvam elde edene kadar çırpın. 1,5 limonun kabuğunu rendenin ince kısmında rendeleyip limonun suyunu sıkın.

3. Limon kabuğu rendesini ve limon suyunu hazırladığınız krema ile karıştırın. Son olarak  yumurtalı karışımı kremaya ekleyin ve hepsini güzelce karıştırın.

4. Hazırladığınız karışımı kalıbınıza arasında boşluk kalmayacak şekilde dökün ve parfenizi ertesi gün keyfini çıkarmak üzere buzluğa kaldırın.

Not: Parfeyi borcama dökecekseniz rondodan geçireceğiniz bisküvileri borcamın tabanına yayabilirsiniz. 

Parfemin çikolata sosu ile süslenmiş hali...


Kumluca Usulü Yaprak Sarma



Merhaba,

Bu tarifi vermeden önce onu neden "Kumluca usulü" diye adlandırdığımı anlatmalı ve Kumluca'dan kısaca bahsetmeliyim.

Kumluca, Antalya'nın güneyinde konuşlanan ilçelerinden biri. Birçoklarınız bu ilçenin adını daha önce duymamış olabilirsiniz; turistik açıdan Finike kadar gelişmiş değildir ancak Türkiye'nin boğazından geçen iki domatesten biri bu ilçede yetişir. 

Bununla da kalmaz Olympos ve Adrasan gibi hemen hemen herkesin en az bir yaz tatilini geçirmiş olduğu birçok turistik yer Kumluca'ya bağlıdır. Pek iyi değerlendirilmemiş olsa da Antalya'nın en uzun sahil şeridi de yine bu ilçenin sınırları içerisinde yer alır.

Benim için ise bambaşka bir önemi var bu ilçenin. Babam bu ilçenin köylerinden birinde doğmuş ve büyümüş. Dedem, onun babası ve diğerleri de... Bu toprakları sürmüş, bu topraklarda yetişen mahsul ile karınlarını doyurmuşlar nesiller boyu. Ben de bu güzel sahil kasabasında doğdum, lise ve üniversite eğitimim için ayrılana dek de burada büyüdüm.

Benim için Kumluca; ilçeye girer girmez beni karşılayan dev domates heykeli ve burnuma dolan mis gibi portakal çiçeği kokusu demek. Daha da önemlisi ailem ve evim, babaannemin yemekleri ve çocukluğumda sek sek oynadığım sokaklar demek. Stüdyo Yaşar, bisikletçi şeytan, Gödene yolu, Karatepe, deve güreşleri, yörük göçü, deniz obaları, Başak Pastahanesi, Cumhuriyet Meydanı, Hasırlı Kahve ve daha niceleri demek...

Uzun lafın kısası Kumluca her zaman özlem duyduğum, yılda bir kez de olsa görmeyi iple çektiğim memleketim. Hal böyle olunca babaannemden öğrendiğim tariflerden birini paylaşmasam ayıp olurdu. Babaannemin en sevdiğim yemeklerinden biri olan Kumluca usulü yaprak sarma ile başlamak istedim.
Umarım siz de beğenirsiniz.

Kumluca usulü yaprak sarmasının farkı, zeytinyağı ile pişirilmesine rağmen salça ve çok sayıda farklı baharat içermesi. 

Not: Kumluca Akdeniz kıyılarında yer alan bir yerleşim bölgesi olsa da yemeklerde bolca salça, et, baharat ve tereyağ kullanılıyor.



Malzemeler
Yarım kilo salamura yaprak
2 adet orta boy soğan
1 demet maydonoz
İsteğe göre bir miktar taze nane
2 adet orta boy domates
Tuz, karabiber
Kimyon, tarçın, yenibahar
Tatlı toz kırmızı biber
2 avuç kuru üzüm
2 kupa dolusu pirinç
Salça
Zeytinyağı ve limon

Hazırlanışı
1. Salamura yaprakları sıcak suda bir süre bekletin ki sarmanız çok tuzlu olmasın. Bu sırada pirincinizi yıkayın ve bir süre tuzlu suda bekletin.

2. Soğanları ince ince doğrayın. Soğanları birkaç kaşık riviera zeytinyağı, bir yemek kaşığı tatlı toz kırmızı biber ve iki kaşık salça ile güzelce kavurun. Bu sırada domatesleri soyup küp küp doğrayın ve tencereye ilave edin. Domatesler suyunu hafif çekene kadar karıştırarak pişirin.

3. Ardından pirinçleri ekleyin ve malzemeler ile birlikte karıştırarak kavurun. Son olarak maydonozu ve taze nane yapraklarını kıyıp dolma içine ekleyin.

4. Kuru üzümleri kaynar suda 15 dakika kadar bekletin, sürdükten sonra bir kez daha durulayın. Ocağın altını kapattıktan sonra tuzu, karabiberi, kuru üzümleri ve diğer baharatları göz kararı ekleyin.

5. Dolmanın içini soğumaya bırakın, soğuduktan sonra parmak kalınlığında sarın ve sarmaları altına bir kat yaprak serdiğiniz teflon tencereye dizin.

6. Tencereye dizdiğiniz sarmaların üzerine bir tabak kapatın. Bir limonun suyunu salçalı su ile karıştırıp tabağın üzerinden yavaşça dökün. Tüm sarmaların üzeri örtülecek kadar su ilave edin ve sarmaları kısık ateşte pişirin.

Afiyet olsun!

Sarmalar pişmeye hazır...


14 Şubat 2014 Cuma

Kırmızı Kadife Pasta


Bana kalırsa bir günü özel kılan tek şey sizin ona yüklediğiniz anlam ve o günü sevdikleriniz yanı başınızdayken geçiriyor olmanız. Bayramlar için de geçerli bu durum, Sevgililer Günü için de...

Benim bugün için dileğim "hiçbir gününüzün Sevgililer Günü'nden farklı olmaması"...
Bu güne özel olarak vereceğim tarif de "kırmızı kadife pasta". Her zamanki gibi fotoğrafları dayanamayıp önden paylaşıyorum, gece bilgisayarın başına oturur oturmaz tarifi detaylı olarak yazacağım; çünkü birçok farklı süreçten oluşan ve özen isteyen bir tarif.

Not: Bu güzel tarif için Simli Mutfak'a çok çok teşekkür ederim. Hiç adetim olmamasına rağmen, misafirlerim için ilk kez denediğim bir tarifti; ancak o kadar detaylı ve güzel anlatılmıştı ki denemeden edemedim. Sonuç çok güzel oldu, lezzeti görüntüsünden de güzeldi.

Gününüz çok güzel geçsin!




12 Şubat 2014 Çarşamba

Yeni Siparişler Var!

Mehmet'in sınıfındaki minik kızlar için minik civcivler...

Melike Hanım'ın kurabiyelerinden biri...

Kurabiyeler hazır!
Merhaba,

Geçtiğimiz hafta Puku Mutfakta cephesinde çok güzel gelişmeler oldu, önce onlardan bahsedeyim :)
Çalışma arkadaşım için hazırladığım araba şeklindeki kurabiyeleri gören Naile Ablam (ablamın çok yakın bir arkadaşı) oğlunun doğum günü için aynı kurabiyelerden istedi.

Ablam da 14 Şubat günü kahvaltıya gelecek olan arkadaşları için küçük bir sürpriz yapmak istedi.
Arabaları gören bir başka arkadaş (buna "fısıltı" ya da "kulaktan kulağa reklam" deniyor sanırım!) da Sevgililer Günü'nde ofisteki arkadaşlarına dağıtmak üzere kurabiyeler hazırlamamı rica etti.

Nasıl mutlu oldum bilemezsiniz! Pazartesi günü çok yakın bir arkadaşım, Sümeyra, yardımıma koştu ve tüm zorlukları yenerek hazırladık kurabiyelerimizi... Tüm zorlukları diyorum zira sularımız kesikti, ancak biz yılmadan damacanalar ile su taşıyarak, uykusuzlukla savaşarak gecenin bir yarısı tamamladık siparişleri ve ortaya bu güzel fotoğraflar çıktı...

Kurabiyeler hazırlanıyor...

Paketlenmek için kurumalarını bekliyoruz...

Son rötuşlar da yapılınca hazır olacaklar!

Not: Bir nişan kurabiyesi siparişi daha geldi ancak malzemesizlikten o siparişi kaçırdım. Buna üzülürken az önce bir Sevgililer Günü siparişi daha geldi!

Mehmet'in rengarenk arabaları...

Civcivler paketleniyor...


Üç Renkli Salata


Merhaba,

Çok yoğun iki hafta geçirdiğim için bir türlü fırsat bulup da yeni tarifler paylaşamadım. Geçtiğimiz hafta Cumartesi günü annemin yanındaydım, bana nasıl sac üstü yapmayı öğretti. O günü özetleyen bir fotoğraf da çektik, önümüzdeki günlerde sac üstünde hazırladığımız katmerlerin fotoğraflarını da paylaşacağım :)

Pazar akşamına da dostlarımızı davet ettik ve dört kişi için şöyle bir akşam yemeği mönüsü hazırlarım:

-Mercimek çorbası
-Üç renkli patates salatası
-Mevsim salatası

Beşamel soslu tavuk kırmızı kadife pastanın tariflerini daha önce paylaşmıştım, o tariflere yukarıdaki bağlantılara tıklayarak ulaşabilirsiniz. Bugün sizlerle üç renkli patates salatasının tarifini paylaşmak istiyorum. Hem çok şık bir salata, misafir sofralarına çok yakıştırıyorum hem de pratik bir salata. İlk denemede tutturmanız garanti.

Malzemeler:
6 adet orta boy patates
Yarım bağ maydonoz
3 adet orta boy havuç
Yarım kırmızı lahana
Limon suyu (taze limon suyu)
Zeytinyağı, tuz ve karabiber



Hazırlanışı:
1. Patatesleri iyice yıkayın, kabuklarını soyun ve tuzlu suda güzelce haşlayın. Patatesleriniz haşlanırken maydonozları yıkayın ve ince ince doğrayın.

2. Bu esnada havuçları rendeleyin ve birkaç kaşık zeytinyağında soteleyin; kırmızı lahanayı bir miktar zeytinyağı, tuz ve limon suyu ile birlikte robottan geçirin.

3. Patatesler haşlandıktan sonra her kapta ikişer patates olacak şekilde üç parçaya ayırıp, patatesleri çatal yardımı ile ezin. Ezdiğiniz patateslerin üzerine bir miktar zeytinyağı, karabiber, tuz ve limon suyu ekledikten sonra patatesleri püre haline getirin.

4. Bu tarifi genellikle "prenses tacı" denilen kapta yapıyorlar ve çok şık bir görüntüsü oluyor. Ben daha önce baton kek kalıbı ile de denemiştim ve çok pratik olmuştu. Bu kez herkes rahatlıkla dilediği kadar porsiyon alabilsin diye silikon muffin kalıpları kullandım ve sonuçtan çok memnun kaldım.

Silikon kalıp kullanacaksanız kalıpları yağlamanız gerekli değil, kek kalıbı vs. kullanacaksanız bu durumda kalıbı yağlamanızı veya kalıbın tabanını streç film ile kaplamanızı öneririm.

5. İlk kaptaki patatesleri ince ince doğramış olduğunuz maydanoz ile karıştırın ve kullanacağınız kabın tabanına yayın. Bu işlemi yaparken karışımın arasında boşluk kalmamasına özen gösterin.

6. İkinci kaptaki patatesleri zeytinyağında sotelemiş olduğunuz rendelenmiş havuçlar ile karıştırın ve maydonozlu karışımın üzerine yayın. Son olarak, kalan patates püresini robottan geçirmiş olduğunuz kırmızı lahana ile karıştırıp diğer katların üzerine ilave edin.

Afiyet olsun!

Masamızdan bir detay... Bana bu fikri verdiği için yeğenim Gizem'e çok teşekkür ederim!

Masamızın üstten görünüşü...

Not: Hayatımızla ilgili önemli kararlar almanın eşiğindeyiz. Her şey kesinleştiğinde detayları sizinle de paylaşacağım. Umarım her şey çok güzel olur...

6 Şubat 2014 Perşembe

Ayva Tatlısı



Merhaba,

Bu tatlıyı geçtiğimiz hafta yapmıştım, tarifini paylaşmak bugüne kısmet oldu. Ayvanın, dolayısıyla ayva tatlısının tam mevsimi ve kendisi benim en sevdiğim tatlı. Kabak tatlısı de ikincisi sanırım. Evinizin yakınlarında semt pazarı veya güvendiğiniz bir manav var ise ayvaları oradan alın. Hatta bulabilirseniz "ekmek ayvası" denen iri ve bol çekirdekli ayvalardan alın. Kullandığınız ayvanın ne kadar çok çekirdeği varsa tatlınızın rengi de o kadar yoğun oluyor.

Malzemeler:
Dilediğiniz kadar ayva - Ben 4 adet ayva kullandım
Ayva başına küçük bir çay bardağı dolusu toz şeker
Limon
Bir adet elma
Su
Dilerseniz karanfil (ben karanfil kokusundan hoşlanmadığım için ilave etmedim)
İsteğe bağlı olarak kırmızı gıda boyası



Yapılışı:

1. İlk olarak ayvaları soyun, yanlamasına ikiye bölün ve kararmamaları için içinde limonlu su bulunan genişçe bir kaba alın.
Ayvaların kabuklarını ve çekirdeklerini atmayın. Kabuklarını tencerenin tabanına ve ayvaların aralarına yerleştirdiğinizde şerbet çok daha kıvamlı oluyor.

2. Soyduğunuz ayvaların ortalarını bir yemek kaşığı vasıtasıyla alın. Bir yandan elmayı rendeleyin.

3. Yayvan bir teflon tencerenin içine ayva kabuklarını yerleştirin. Kabukların üstüne ayvaları, çukur kısımları yukarı bakacak şekilde yerleştirin. Ayva çekirdeklerini ve kullanacaksanız karanfilleri ayvaların içlerine yerleştirin. 

4. Ardından rendelemiş olduğunuz elmayı ayvaların içerisine paylaştırın. Ben her bir ayvanın içerisine bir tatlı kaşığı elma rendesi koydum.

5. Her bir ayva diliminin üzerine küçük bir çay bardağı ile bir bardak toz şeker dökün. Son olarak her yarım ayva için aynı çay bardağı ile birer bardak su ilave edin. Suyu ayvaların üstünden değil, kenarlarından dökün. Tencerenin altını açın. Ayvaları su kaynayana kadar önce orta ateşte pişirin, su kaynamaya başlayınca altını kısın. Yaklaşık 1-1,5 saat kadar pişirin. Ayvaları çekirdeklerinin rengini alana ve iyice yumuşayana kadar pişirmeniz gerekiyor.

Not: Gıda boyası kullanacaksanız yaklaşık yarım çay kaşığı gıda boyasını bir çay bardağı suyun içerisinde seyreltmeniz gerekiyor.

6. Ayvalar piştikten sonra üzerlerine tercihen kaymak ile tercihen kaymak tadında krem şanti ekleyebilir; tatlılarınızı file Antep fıstığı ile veya benim yaptığım gibi gümüş renkli şekerlemeler ile süsleyebilirsiniz.

Afiyet olsun!

Hepinize çok güzel bir hafta diliyorum...


Portakallı Kereviz


Merhaba,

Bugün sizlere çok hafif ve oldukça sağlıklı bir tarif vereceğim. Bu tarifi ilk kez halamdan öğrenmiştim, sonrasında aynı evi paylaştığım kuzenimle de sık sık pişirdik ve severek tükettik. Dün akşam ilk kez eşim için pişirdim, kendisi eskiden kereviz ile yapılan yemekleri pek sevmiyormuş; ancak sık sık yaptığım kereviz salatasını severek yiyor. Portakallı kerevize de bayıldı.

Bu tarifi yazmakla yazmamak arasında gidip geldim, fazla basit kaçar diye endişe ettim. Ancak mutfağa ilk kez adım atanlar ve yemek pişirmeyi yeni öğrenenler veya sağlıklı alternatifler arayanlar olabilir diye düşündüm. 

Malzemeler:
1 adet orta boy soğan
1 adet orta boy kereviz
1 adet küçük boy patates
2 adet orta boy havuç
2-3 kaşık zeytinyağı
3 adet portakal
Bir miktar su
Tuz ve şeker

Hazırlanışı:
1. Soğanları küp küp doğrayın. Havuçları da yuvarlak yuvarlak doğrayın ve zeytinyağı ile birlikte düdüklü tencerede kavurun. Ben havuçların kenarlarını üçgen üçgen kesip oydum ve onlara çiçek biçimi vermeye çalıştım :) 

2. Soğanları havuçlarla birlikte kavurduktan sonra patates ve kerevizi iri iri doğrayıp tencereye ekleyin. Kerevizin saplarını da eklemeyi ihmal etmeyin, çok faydalılar!

3. Bu esnada portakalların suyunu sıkın ve yemeğin üzerine dökün. Sebzelerin üzerini örtecek şekilde göz kararı su ilave ettikten sonra biraz tuz serpin birkaç adet de küp şeker ekleyin.

4. Düdüklü tencerenizin kapağını kapatın ve yaklaşık 10-15 dakika pişirin. Sebzelerin pişme süresi düdüklü tencerenizin türüne göre değişiklik gösterecektir.

Afiyet olsun!

Çiçek şeklinde dilimlediğim havuçlar...

Kerevizim servise hazır!

5 Şubat 2014 Çarşamba

Beşamel Soslu Tavuk ve Pilav Yapmanı Püf Noktaları

Kepekli Pirinç Pilavı ve Beşamel Soslu Tavuk
Merhaba,

Bugün paylaşacağım tarifi yemeğe misafir çağırırsanız ve iki ayağınız bir pabuca girerse (ki benim genellikle öyle oluyor) B planı olarak devreye sokmanızı öneriyorum. Hem hazırlanışı çok kolay hem de çok lezzetli oluyor.

Malzemeler:
2 adet tavuk göğsü
1 kavanoz garnitür (taze sebzeler ile kendiniz de hazırlayabilirsiniz)
2 yemek kaşığı tereyağ, 2 yemek kaşığı sıvı yağ
4 yemek kaşığı un
Yeterli miktarda süt (yaklaşık 2 su bardağı)
Tuz ve karabiber
Bir su bardağı rendelenmiş kaşar

Hazırlanışı:

1. Tavukları isterseniz bütün olarak isterseniz küp küp doğradıktan sonra güzelce haşlayın. Ben tavukları düdüklü tencerede yaklaşık 30 dakika boyunca haşladım. Haşlanan tavukları didin ve küçük boy kare borcamın tabanına yayın.

2. Tavukların üzerine suyunu süzüp yıkadığınız garnitürü yayın.

3. Beşamel sosu hazırlamak için teflon tavaya tereyağı ve sıvı yağı koyup üzerine unu ekleyin. Unu yağ ile güzelce kavurduktan sonra yavaş yavaş sütü ilave etmeye başlayın. Sütü ilave ederken bir yandan da hiç durmadan karıştırmanız gerekiyor. Karıştırırsanız unlar topak topak olmaz. Bu yemeğin tek püf noktası bu! Muhallebi kıvamında bir karışım elde edene kadar azar azar süt eklemeniz gerekiyor. 

Son olarak karışıma göz kararı tuz ve karabiber ekleyin.

4. Garnitürün üzerine hazırladığınız beşamel sosu yayın, ardından rendelenmiş kaşar peynirini ekleyin ve yemeğinizi önceden 180 C derecede ısıtılmış fırına verin ve kaşar peyniri kızarana kadar pişirin.

Afiyet olsun!

Fırından yeni çıkmış beşamel soslu tavuk...

Ben beşamel soslu tavuğun yanına kepekli pirinçten pilav yapmıştım. Beşamel soslu tavuk tarifinin ardından bonus olarak tane tane pilav yapmanın püf noktalarını da paylaşayım istedim zira pilav hem hazırlanışı en kolay olan yemeklerden biri hem de kıvamını tutturmak ustalık istiyor.

Tane Tane Pilav Yapmanın Püf Noktaları
Pilav yapmak için kullanılan üç farklı yöntem bulunuyor: kavurma, salma ve haşlama. Ben kavurma yöntemini tercih ediyorum, sizin de öyle yapmanızı öneririm. Püf noktalarımız ise şunlar:

- Ölçü pirincin cinsine göre farklılık gösterse de normalde ölçü bire bir buçuktur. Yani bir bardak pirinç için yaklaşık bir buçuk bardak su kullanmanız gerekiyor. Pirinci bir saat önceden tuzlu sıcak suya bastırın ve pilav hazırlarken tavuk suyu veya et suyu kullanmaya dikkat edin.

- Pirinci ister suda bekletin ister bekletmeyin pişirmeden önce soğuk su ile yıkayın ve nişastasının akmasını sağlayın ki pilavınız lapa olmasın.

- Yağ kullanırken yarı yarıya tereyağ ve sıvı yağ kullanırsanız hem pilavınız lezzetli olur hem de pirinç taneleri daha parlak görünür.

- Pilavın renginin beyaz olmasını istiyorsanız pişerken içerisine 1-2 damla limon suyu eklemeniz kâfi. Ben kepekli pirinç kullandığım için pilavım daha koyu renkli görünüyor.

- Pilav yaparken tencere seçimi de çok önemli. Çok derin olmayan yayvan ve teflon bir tencere kullanmalısınız. 

- Son olarak içerisine suyu eklemeden önce pirinci iyice kavurmanız gerekiyor. Bir diğer önemli husus da pilavı pişerken kesinlikle karıştırmamanız! Pilavı sürekli karıştırırsanız pirincin içerisindeki nişasta açığa çıkacağı için pilavınız lapa olur.

 - Pilavın piştiğini pirinçlerin göz göz olmasından anlayacaksınız. Pirinçler göz göz olmuş ise pilavınız hazır demektir altını kapatın ve mümkün ise delikli bir kaşık yardımıyla pilavınızı karıştırın ki buharı daha çabuk çıksın. Pilavın üzerine kâğıt peçete veya temiz bir havlu örtün ve demlenmeye bırakın.

- Pirinçler tam olarak pişmedi ise pilavın içerisine bir miktar kaynar su ekleyip pilavı bir müddet daha pişirebilirsiniz.

Ben ilk kez pirinç almak için markete gittiğimde pirinç çeşitlerini görüp epey şaşırmıştım. "Pirincin de bu kadar çeşidi olur muymuş?" demiştim kendi kendime, oluyormuş. Yazımın sonunda pirinç çeşitleri hakkında kısaca bir şeyler paylaşmak istedim zira kullandığınız pirincin cinsine göre pilavınızın tadı ve kullanacağınız su miktarları değişiklik gösterecektir:

Basmati Pirinci: Dünyada pirincin prensesi olarak kabul gören Basmati pirinci, Himalaya Dağları'nın eteklerinde konuşlanan topraklarda sınırlı sayıda imal edilmektedir. Dolayısıyla fiyatı da çok daha yüksek. En önemli özelliği pişirildikten sonra kendi boyunun iki katı kadar uzaması ve kavrulmuş fındığı andıran bir kokusunun olması. Bu pirinçten pilav yapacaksanız ölçü bire iki (bir bardak pirinç için iki bardak su).

Jasmine Pirinç: Jasmine, beyaz ve uzun taneli bir pirinç türü. Kendine has bir kokusu ve hafif şekerli bir tadı var, Tayland'ın en önemli ürünlerinden biri. Pilav için ölçü bire iki.

Calrose Pirinç: Adından anlaşılacağı üzere Amerika'nın Californiya bölgesinden ithal edilen bir pirinç türü Calrose. Sıkça tercih edilmemesinin ve fiyatının tuzlu olmasının sebebi su çekme oranının sabit olması ve tekrar ısıtıldıktan sonra kırılmaması.

Osmancık Pirinç: Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü tarafından geliştirilen ve 2000 yılından sonra ekimi yapılan, ilk Türkiye menşeli pirinç.

Baldo Pirinç: Daha tombul ve lezzetli olan pirinç türü. Ben pilav pişirirken baldo ve kepekli pirinç tercih ediyorum. Pirinç alırken geldiği yörenin yanı sıra nem tutma oranına, farklı pirinç türlerinin karıştırılıp karıştırılmadığına ve kırık taneli olup olmadığına dikkat etmeniz gerekiyor. Pirincin nem tutma oranı %14'ün altında olmalıdır.

Karıştırılmış ve rutubetli pirinçten yapılan pilav genellikle lapa lapa olur. Dolayısıyla pilavınızın lapa olması sizin maharetiniz kadar elinizdeki pirince de bağlı. Çinlilerin dediği gibi "Gelin ne kadar hamarat olursa olsun pirinç yoksa pilav yapamaz". 

Kepekli Pirinç: Kepekli pirinç, çeltiğin kavuzlama tekniğine uygun olarak soyulması sonucu elde edilir. Başka bir ifadeyle kepek pirincin üzerinde muhafaza edilir. Her cins pirinçten kepekli pirinç üretilebilir, ancak baldo pirinçten üretilen kepekli pirinci tercih etmenizi öneririm.

Sevgiler,
Puku





3 Şubat 2014 Pazartesi

Siparişler Hazır!

Kurabiyeler hazırlanıyor...
Merhaba,

Geçtiğimiz günlerde "resmi" olarak ilk kurabiye siparişimi aldığımı yazmıştım. Pazar günümü bu kurabiyeleri hazırlamakla geçirdim. Epey uğraştım ama buna değdi sanırım :) Pazar kahvaltımızın ve kahvemizin ardından çalışmalara başladım, akşam üzeri abimlere davetliydik... Akşam yemeği molasının ardından gece eve dönünce son rötuşları yaptım ve bu rengarenk arabalar çıktı ortaya!

Elimde birbirinden güzel renklerde şeker hamurları vardı, arabaların ne renk olması gerektiğine bir türlü karar veremeyince ben de üç farklı renk kullandım. Birkaç kurabiyeye nazar boncuğu eklemeyi de unutmadım.
Süsleme ve paketleme işlemini bitirdiğimde saat 02:00'ye geliyordu, epey yorulmuşum; ancak o kadar keyif aldım ki kurabiyeleri hazırlarken yorulduğumu fark etmedim.

İlk siparişimi teslim ettiğime göre ikinci siparişim için hazırlıklara başlayabilirim!
Kurabiyelerin fotoğraflarını gece çektiğim için çok detaylı fotoğraflar çıkmadı ortaya, yine de paylaşmak istedim.

Haftanız bu arabalar kadar renkli, vanilya aromalı kurabiyeler kadar da tatlı geçsin... İyi haftalar!


Renk renk arabalar paketleniyor...
Arabaların rengine karar veremeyince üç farklı renk ve onlara uygun kurdeleler kullandım :)

Paketlenen kurabiyeler teslime hazır!

Birkaç arabanın jantlarını nazar boncuğundan yaptım... Nazar boncuklarına uygun açık mavi kurdeleler kullandım.

Nazar boncuklu kurabiyeler de kutulara yerleştirildiler... Saat gece yarısını geçmişti ancak ben ilk siparişimi teslime hazırlamış olmanın mutluluğundan yorgun olduğumu bile anlayamadım :)

Bu da bebek mavisi arabalarımdan biri... Jant görüntüsü vermek için gümüş renkli şekerlemeler kullandım.