30 Aralık 2014 Salı

Havuçlu Toplar


Havuçlu topların tarifi çok kolay, birçok kişi de muhakkak yapıyordur evde.
Ailemizin havuçlu top perisi Seyhan Ablam, bu tarif de ondan :)

Malzemeler:
- 3-4 adet büyük boy havuç veya 5 adet orta boy havuç
- Rendelenmiş havuçların üzerini örtecek kadar toz şeker
(Şeker miktarını damak tadınıza göre ayarlamanızı rica edeceğim. Böyle göz kararı tarifleri sevmiyorum ama bu tarifte en iyisi dilediğiniz kadar şeker ilave etmek...)
- 1 paket Petit Beurre bisküvi
- 1 kase dövülmüş ceviz
- 1 kase Hindistan cevizi tozu

Hazırlanışı:
-Havuçları rendeleyip üzerlerini örtecek kadar toz şeker ilave edin ve kısık ateşte suyunu salıp çekene kadar pişirin.
- Bisküvileri geniş bir kasenin içerisine kırın (zamanınız dar ise rondodan da geçirebilirsiniz) ve parçaladığınız bisküvileri pişen havuçlar ile karıştırıp yumuşak kıvamlı bir hamur elde edin.
- Son olarak içerisine bir kase kadar dövülmüş ceviz içi ekleyin.
- Bu tatlının püf noktası havuçlu topları yuvarlamdan önce ellerinizi ara ara ıslatmanız. Böylece havuçlu harç elinize yapışmıyor.
- Son olarak yuvarladığınız havuç toplarını Hindistan cevizi tozuna bulayın ve en azından 1 gece beklemek üzere buzdolabına kaldırın.

Afiyet olsun!



Geçtiğimiz aylarda Puko (sevdiceğim olur kendisi) Çin'e gidince ablam ile kuzucuklarm Emir ve Beril teyzelerini ziyarete geldiler.
Aradan uzun zaman geçmiş onlar için hazırladığım havuçlu topların tarifini bir türlü paylaşamamıştım. Bugüne kısmetmiş... Bu fotoğrafa baktıkça içim ısınıyor. İnsanın ablasıyla içtiği bir bardak demli çay tüm sıkıntısını, derdini unutturuyor.

Ablacım,
Keşke evlerimiz bir çay içimine gelecek kadar yakın olsa. Çayı koy, geliyorum desem mesela ve atlayıp taş çatlasa yarım saatte sizde alsam soluğu...
Demli bir çay koysan; hem içim hem de yüreğim ısınsa.
Bir zamanlar çay içmeyen biri olarak ben, işte bu kadar çok özledim seni ve kuzularımı.

Sağlıcakla kalın,
Puku



Izgara Somon ve Buğday Salatası


Merhaba,

Vakit bulmuşken son zamanlarda deneyip fotoğrafladığım birkaç tarifi daha paylaşmak isterim.
Bu aralar sağlıklı tarif arayışındayım zira hem eşim hem de ben epey kilo aldık.
Eve bir adet dumansız ızgara alarak sağlıklı beslenmek için büyük bir adım attık. Böylece en azından etleri pişirirken çok az miktarda yağ kullanarak çok lezzetli bir öğün hazırlayabiliyorum hem de etler ızgaranın üzerinde ağır ağır pişerken yanına sağlıklı aperitifler veya salatalar hazırlıyorum.

Uzun uzun ızgara somon tarifi vermeyeceğim tabii ki. Nar gibi kızarmış somonun yanından bize göz kırpan bol yeşillikli ve bir o kadar sağlıklı buğday salatasının tarifini vereceğim.

1 su bardağı aşurelik buğdayı bir gece önceden ıslayın ve düdüklü tencerede veya normal tencerede tamamen pişene kadar haşlayın.
Yarım demet roka, yarım demet maydanoz ve taze naneyi, 4-5 dal yeşil soğanı küçük küçük doğrayıp
haşladığınız ve suyunu süzdüğünüz buğday ile karıştırın.
Üzerine arzu ettiğiniz kadar sızma zeytinyağı, nar ekşisi ve tuz ilave edip afiyetle yiyin!

Hem çok sağlıklı bir tarif, hem de deniz mahsullerinin özellikle de somonun yanına çok yakışıyor.

Sevgiyle kalın,
Puku


Balkabaklı Pasta



Yeniden Merhaba,

Yılbaşı akşamından bir gün önce (yani bugün) kolaylıkla hazırlayıp dolaba atabileceğiniz bir tarif daha... Böyle bir tarif var mı bilmiyorum çünkü bunu ben uydurmak durumunda kaldım :)
Geçtiğimiz haftalarda Zeynep annemleri yemeğe aldım ve seveceğini düşünerek klasik tatlılardan biri olan kabak tatlısını hazırlamak için mutfağa girdim...
Dalgınlığım sonucu bal kabağı dilimlerini o kadar uzun süre pişirmişim ki kendilerini gereğinden fazla saldılar, benim de aklıma bal kabağını püre haline getirip bu pastayı hazırlamak geldi.

Tabanı için elimdeki cheesecake tarifindeki taban malzemelerini kullandım, tatlıya Antalya'dan da eklemeler yaptım ve bu güzel pasta çıktı ortaya. Pastam çok beğenildi, talihsiz bir durum tatlıya bağlandı.

Malzemeler
Tabanı için:
1,5 paket Burçak bisküvi
100 gram tereyağı

Kabaklı krema için:
Yarım kilogram dilimlenmiş bal kabağı
Göz kararı toz şeker
2-3 yemek kaşığı tahin 
2 yemek kaşığı çekilmiş ceviz içi

Kreması için:
1 paket krem şanti
1 su bardağı soğuk süt
2 kaşık kaymak
Süsleme için çekilmiş ceviz içi

Hazırlanışı:
1- 1,5 paket Burçak bisküviyi (bebek bisküvisi veya yulaflı bisküvi de kullanabilirsiniz) rondodan geçirip toz haline getirin. Bu sırada tereyağını yakmadan eritin ve toz haline getirdiğiniz bisküvinin üzerine döküp malzemeleri iyice karıştırın.

2- Tereyağı ile karıştırdığınız bisküvili karışımı kelepçeli pasta kalıbına döküp, her tarafı eşit yükseklikte olacak şekilde eliniz ile bastırarak yayın. Bu karışımı dolapta bir süre bekletin.

3- Bal kabaklarını bir gece önceden üzerlerine göz kararı (1,5 su bardağı kadar) toz şeker serperek bekletin, sabah sulandıklarını göreceksiniz. Ardından kabaklar iyice yumuşayıncaya kadar kısık ateşte pişirin.

4- Eriyip yumuşayan bal kabaklarını rondodan geçirin. Bal kabağı püresinin içerisine çekilmiş 2 yemek kaşığı ceviz içi ve 2-3 yemek kaşığı tahin ekleyip karıştırın ve bisküvili tabanın üzerine yayın.
* Antalya'da kabak tatlısını tahin ile servis ederiz ve çok lezzetli olur. Kabak püresine tahin eklersem hem biraz daha yoğun bir kıvam elde edeceğimi hem de daha lezzetli olacağını düşündüm, öyle de oldu.

5- Krem şantiyi 1 bardak soğuk sütle çırpıp içerisine biraz kaymak ekleyin ve iyice katılaştıktan sonra pastanın üzerini krema ile kaplayın. Pastanızı en az 3-4 saat kadar buzdolabında bekletmenizi tavsiye ederim.
Son olarak pastanın üzerine çekilmiş ceviz içi serpin.

Afiyet olsun!

Evimizdeki yılbaşı hazırlıklarından...
Aralık ayında doğduğum için midir bilmiyorum ama bu dönemi çok seviyorum. Geçtiğimiz ay eşimle çıktığımız tatilde Almanya'da kurulan Noel pazarlarının altını üstüne getirdim ve çok güzel fikirler ile geri geldim.

Her taraf ışıl ışıldı... Hava soğuk olsa da sokaklardaki renkler, kırmızılar-yeşiller ve Noel süslemeleri içimizi ısıttı. Her molamızda birer kupa dolusu baharatlı Glühwein (Almanların özellikle Noel arifesinde bolca tükettikleri ve Weihnachtsmarkt denilen Noel pazarlarında içebileceğiniz bir çeşit sıcak şarap) içmeyi ihmal etmedik :)
Kış aylarında Avrupa seyahati planlarsanız bu tatili Noel dönemine denk getirmeye çalışın, pişman olmazsınız.

Şimdiden yeni yılınızı kutluyor; 2015'in herkes için güzelliklerle, sevgiyle ve dostlukla dolu bir yıl olmasını, beraberinde güzel sürprizler getirmesini diliyorum...

Sevgiyle kalın,
Puku

Noel ruhu evimizde...




Limonlu Cheesecake


Yeni yıla hazırız :)
Karlı ve soğuk bir Aralık gününden, 2014'ün son günlerinden merhaba;

Her seferinde daha sık yazacağıma söz versem de iş yoğunluğundan fırsat olmuyor.
İstanbul'u olduğu gibi kabullendim, iş hayatını da... Yemek yapmaya ve mutfakta az da olsa vakit geçirmeye hala vakit buluyorum; ancak hazırladıklarımı fotoğraflamak ve tariflerini yazmak pek kısmet olmuyor.

Müvekkillerimizin neredeyse tamamı Noel nedeniyle izne çıkınca ofiste birazcık soluk alıp bu satırları yazabildim. Fotoğraflar için kusura bakmayın, gönül isterdi ki daha aydınlık bir saatte fotoğraflayabileyim tariflerimi. Daha fazla mazeret sıralamadan sevgili Aydan'dan aldığım bu güzel tarifi paylaşmak istiyorum sizlerle.

Malum yarın yılbaşı ve tatlı olarak konuklarınıza ne ikram edeceğinize karar veremediyseniz limonlu cheesecake çok güzel ve şık bir seçenek olabilir. Hem insanı çok fazla şişirmiyor hem de çok hafif. Size tavsiyem bir gece önceden hazırlayıp bir gün boyunca dolapta bekletmeniz...


Cheesecake'imin yarısı gidince diğer yarısı ile yetinmek durumunda kaldım :)
Taban malzemeleri:
  • 1.5 paket Burçak bisküvi
  • 100 gr tereyağı
Tabanın Hazırlanışı:
Tereyağını eritip bisküvileri mutfak robotundan geçirip karıştırın
Kelepçeli kek kalıbının altına yuvarlak yağlı kağıt kesip koyun.
Malzemeyi kek kalıbının altına ve kenarlarına elinizle bastırarak yayın.
Fırını 175C dereceye ısıtın.

Krema Malzemeleri:
2 paket (400 gr) labne peyniri
1 kutu krema
3/4 su bardağı şeker (şeker oranını kendi arzunuza göre ayarlayabilirsiniz.)
2 yemek kaşığı nişasta
1 paket vanilya
1 limonun suyu
1 limon kabuğu
3 yumurta

Kremanın Hazırlanışı:
Labne peyniri ve şekeri çırpın ve sonra yumurta hariç tüm malzemeleri ekleyip biraz daha çırpın (Kek gibi uzun süre çırpmamak gerekir yoksa peynirli katman çatlar). Yumurtaları teker teker kırıp karıştırın. Kek kalıbına kremayı boşaltın.
Önceden ısıtılmış fırında 45 dakika üzeri beyaz kalacak şekilde pişirin.

Sos Malzemeleri:
1 limonun suyu
1 portakalın suyu
2 yemek kaşığı nişasta
2 yemek kaşığı şeker

Sosun Hazırlanışı:
Portakal ve limonu sıkıp bir bardağa koyun ve üzerini suyla tamamlayarak 1.5 su bardağına tamamlayın. Bütün malzemeyi küçük bir tencereye alıp, çırpma teliyle karıştıra karıştıra pişirin. Sosun kabuk bağlamaması için kek bir yandan soğuyana kadar ara ara sosu karıştırın. Keki fırından çıkarıp sosu üzerine dökün ve buzdolabına kaldırın.

*** Tüm malzemeler oda sıcaklığında olsun.



Not: Yılbaşı akşamı için birkaç güzel önerim daha olacak, o yüzden hemen veda etmiyorum :)

Sevgiler,
Puku



28 Eylül 2014 Pazar

Kış Hazırlıkları




Yağmurlu bir Pazar sabahı kahvaltımızın ardından çalışmak üzere bilgisayarımın başına geçince, yeni işime başladığımdan bu yana zaman ayırıp iki satır bile yazmamış olduğumu fark ettim. Bu dönemde topladığım tarifler de deftere geçirilip fotoğraflanmayı bekliyorlar.

Ben yazmayalı o kadar uzun zaman geçmiş ki neredeyse kış gelmiş... Birkaç hafta önce kısa kollu tişörtlerle gezerken bu hafta soğuk ve yağmurlu bir İstanbul'a açtık gözlerimizi. Yağmur bir an olsun dinmedi, öyle olunca bizi de bir uyuşukluk sardı. Yazın son mahsulleri tükenmeden pazara uğradık ve sevdiğimiz ne varsa konservelenmek üzere toplayıp eve getirdik.
Hafta içi, iş dönüşlerinde vakit bulabildiğim akşamlarda kahvaltılık ve yemeklik domates sosu ile ev yapımı acı biber sosu hazırladım.

Bu soslar hem herhangi bir katkı maddesi içermiyor hem de tüm kış boyunca tazeliğini koruyor. Biberli domates sosunu menemen için kullanabileceğiniz gibi ekmeğin üzerine sürerek kahvaltılarda da tüketebilirsiniz. Biz şimdiden tüketmeye başladık bile :)
Acı biber sosu da neredeyse her yemeğe yakışıyor. Ben toplamda 10 kg domates aldım, yarısını biberli sos yarısını da sarımsaklı domates sosu yapımında kullandım.
Sosları küçük boylarda kavanozlara koyarsanız her bir kavanozu tazeliğini kaybetmeden tüketme şansınız olur. Şimdiden afiyet olsun...

Not: Taze barbunyaları ayıklayıp küçük poşetlere ayırdım ve buzluğumda stokladım. Bu da iş çıkışlarında ve misafirleriniz geldiğinde çok kullanışlı oluyor. 
Bir de incir likörü hazırladım, onun fotoğraflarını da likörün olgunlaşma süresi sona erdiğinde paylaşacağım :)
Sıra geldi taze fasulye konservesine ve köz patlıcanlı domates sosuna...



Ev Yapımı Domates Sosu:

Malzemeler
5 kg domates
1 baş sarımsak
Yeteri kadar tuz
Yeteri kadar zeytinyağı
Sterilize edilmiş kavanozlar

Hazırlanışı:
- Domatesleri kabuklarını soyduktan sonra küp küp doğrayın (Çanakkale domatesi veya bardak domates denen az sulu domatesleri tercih edin.).
- Büyük bir tencerede iki taşım kaynatın ve ocaktan almaya yakın içerisine tuz ve zeytinyağı ilave edin.
- Sos soğumadan kavanozlara paylaştırıp, kavanozların kapaklarını sıkıca kapayın ve kavanozları ters çevirip temiz bir havlunun üzerinde soğumaya bırakın.
- Kavanozlarda herhangi bir sızıntı olmazsa konserveler tutmuş ve kavanozlar hava almıyor demektir. Güneş almayan serin bir yerde, kapaklarını açtıktan sonra da buzdolabında saklayın.



Ev Yapımı Acısso:
Malzemeler
8 adet kapya biber (iri kırmızı biber)
1 bağ acı biber (cin biber)
1 su bardağı su
5 yemek kaşığı elma sirkesi
2 tatlı kaşığı toz şeker
Yeteri kadar tuz

Hazırlanışı:
- Biberleri yıkayın, saplarını ve tohumlarını ayırın. 
- Yıkadığınız biberleri iri iri doğrayıp bir tencereye alın, üzerine bir su bardağı içme suyu koyun ve yumuşayıncaya kadar pişirin.
- Biberler yumuşadıktan sonra robottan geçirin veya el blendarıyla püre haline getirin.
- Son olarak içerisine sirkeyi, şekeri ve tuzu ilave edip; biberlerin kabukları ve tohumları ayrılacak şekilde iri delikli bir süzgeçten geçirin. Ben makarna süzgeci kullandım.
- Hazırladığınız sosu küçük şişeler veya kavanozlarda buzdolabında saklayın.





21 Mayıs 2014 Çarşamba

Mavi Softam...


Mavi bir kuş kondu masamıza...
Herkese Merhaba,
Yazın gelmekte olduğunu iyiden iyiye hissettiğimiz şu günlerde ve yeni işime başlamadan önce dostlarımızın en azından bir kısmı tek bir çatı altında toplamak ve onlar için elimden geldiğince bir şeyler hazırlamak istedim. Müstakbel güzel anne Aslım Aslım, Aykut ve diğer güzel anne Cansel aramızda değillerdi; gönül isterdi ki onlar da bu güzel akşamda masamızı renklendirsinler... Canım dostum Antalya'dan döner dönmez, Aykut ve Cansel de İstanbul'a gelir gelmez onlar için birer masa daha kuracağım. Bu konuda kendime söz verdim.

Yeşil mercimekli açma börekler
Masayı süslerken deniz kabuğu süslemeli mavi mumluklar ve mavi bir kuşun gelip konduğu işlemeli runner'ımı kullandım. Gelelim menümüze... Havalar iyiden iyiye ısındığı için çorba yapmadım ki hazırladığım soğuklar ve yemekler tüketilsin. İyi ki de çorba yapmamışım.

Menüm
Skordalya
Kuru patlıcan ve biber dolması
Yeşil mercimekli açma börek
Mevsim salatası
Fırında soslu tavuk ve patates
Pirinç pilavı
Çilekler eşliğinde ikram ettiğim limonlu parfe

Not: Limonlu parfenin tarifini daha önce vermiştim, ancak bu kez farklı bir sunum hazırladım. Böylece daha önce yaşadığım azizliği yaşamadım :) Bir gece önceden hazırladığım parfeyi silikon muffin kalıplarına döktüm, bir gece buzlukta beklettim. Sonuçtan çok memnun kaldım. Siz de bu tarifi denerseniz silikon kalıp kullanın.

Unutulmaya yüz tutmuş bir Rum mezesi: Skordalya

Masamızın genel görünümü
Gelelim skordalyanın tarifine. İsminin bu kadar zor telaffuz edildiğine bakmayın, skordalya hazırlamak çok kolay. Zamanım az ise ve hafif bir meze hazırlamak istersem hemen bu tarife başvuruyorum. İnternet üzerinde yaptığım araştırmalar bana çok farklı skordalya tariflerinin olduğunu gösterdi. Bizans'ın "skordalyası" "tarator" adını alıp midye tavayı süslemiş uzun yıllar boyunca. Bahsini ettiğim skordalya tarifinin içerisinde ekmek içi de var. Benim hazırladığımda ise yalnızca haşlanmış patates, baharat ve limon suyu veya sarımsak kullanılıyor.

Ben 5-6 adet patatesin kabuklarını soydum ve patatesleri güzelce haşladım.
Püre haline getirdiğim patatesin içerisinde damak zevkime göre limon suyu, zeytinyağı, karabiber ve tuz ekledim.
Baharat, limon suyu, tuz ve karabiber ile harmanladığım patates püresini yağlanmış baton kek kalıbına döktüm. Bu karışımı soğuması için dışarıda beklettikten sonra buzdolabına kaldırdım.
Servis sırasında üzerine sarımsaklı yoğurt döktüm, pul biber ve nane serptim.
Yiyenler çok beğendiler, ben de muradıma erdim :)

Masamızın yukarıdan görünümü...
Gelelim ana yemeğimizin tarifine. Annem yemeğe konuklarımız olduğunda sık sık fırında soslu tavuk pişirirdi, annemin tarifini arkadaşım Tülay'dan aldığım tarifle karıştırdım. Tarifimiz şöyle (her şey göz kararı)

Malzemeler:
8 adet tavuk budu
5 adet patates
3 adet yeşil biber
3 adet kırmızı biber
Yoğurt
Salça
Mayonez
Zeytinyağı
Tuz, karabiber
Pizza baharatı ve bolca kekik
Fırın poşeti

Hazırlanışı:
1. Tavukların derilerini alın veya kasapta aldırın (ben öyle yapıyorum daha pratik oluyor). Kabuklarını soyduğunuz patatesleri ve biberleri iri iri doğrayın.
2. Tüm sos karışımını genişçe bir kapta iyice karıştırın. Sosa konan her şey göz kararı. Bolca baharat kullanın. Açık kırmızı renkli bir sos elde edeceksiniz.
3. Tavukları, patates ve biberleri sos ile güzelce harmanladıktan sonra tüm malzemeleri fırın poşetine koyun. Ben iki veya üç fırın poşeti kullanıyorum. Fırın poşetinin birkaç yerinde küçük delikler açın ve tavuğu önceden 180C derecede ısıtılmış fırında 1-1,5 saat kadar pişirin.

Pişme süresi fırından fırına farklılık gösteriyor. Fırının kapağını açmadan tavukların pişip pişmediğini kontrol etmeyi ihmal etmeyin.

Kuru patlıcanlar ve biberler annemin küçük bostanından...

Geçtiğimiz yaz Sivas'a gittiğimizde kayınvalidemin küçük bostanındaki patlıcanlar olmuştu. Hiçbirini koparmamış, bizim gelmemizi beklemiş. Patlıcanları oyduk, o da güneşin altında kurutmuş ve İstanbul'a gelirken bana da getirmiş. Bu patlıcanlar ve kırmızı biberler ile Antep usulü ekşili dolma hazırladım.
Dolma tarifini ve bir gece önceden açtığım mercimekli böreklerin tarifini yarın paylaşacağım.

Gününüz güzel geçsin...

Gecenin sürprizi: Limonlu parfe

18 Mayıs 2014 Pazar

Tahinli Katmer


Uzun zamandır tarif paylaşmıyordum, ancak küçük mutfağımda denemeler yapmayı ve misafir ağırlamayı sürdürdüm. Bu da yaptığım son denemelerden biri. Ben tahinli katmerin tarifini Pınar'ın Mutfak Sırları isimli yemek bloğundan aldım. Ancak yengem ve halam da çok güzel tahinli katmer yaparlar. Küçükken  halamların yazlığına gittiğimizde deniz sefası sonrasında kurulan beş çayı sofralarının vazgeçilmezdi tadıydı tahinli katmer ve bu sofraların kurulmasını iple çekerdim.

Tarifi uzun uzun yazmayacağım zira paylaştığım adreste tarif aşama aşama çekilen fotoğraflarla birlikte mevcut.

Denemenizi tavsiye ederim. Özellikle bal ile çok güzel gidiyor ve kahvaltıda tüketmek için bire bir.
Şimdiden afiyet olsun...



Patates Sürprizi


Merhaba,

Son haftamı çok üzgün geçirdim ve bir süre hiçbir şey yazmak istemedim. Soma'da evine, ailesine ekmek götürmek için yerin kilometrelerce altında çalışan kardeşlerimizi kaybettik. Onlara Allah'tan rahmet, ailelerine ve sevenlerine sabır diliyorum.

Size güzel haberler verecektim ne var ki bu kötü haberle sarsıldık. Yaşanan bu facia yüreklerimize kara bulutlar gibi oturdu, güzel haberlere gölge düşürdü... Umarım bu yaşananlar bir daha tekrarlanmaz.
Daha önceki yazılarımda hayatımda bir takım değişikliklerin olacağının müjdesini vermiştim, öyle de oldu. Haziran başı itibariyle yeni görevime başlıyor olacağım. Heyecanlı ve umutluyum.

Bugün haftalar önce denemiş ve memnun kalmış olduğum bir tarifi paylaşacağım. Annem bu tarifi "patates sürprizi" olarak adlandırıyor. İnternet üzerinden ulaştığım kaynaklarda ve bloglarda ise "patatesli kek" diye geçiyor aynı tarif. Patates sürprizi adı çok daha cazip geldiği için bu adı kullanmaya karar verdim.

Hem lezzetli hem de çok pratik bir tarif.

Malzemeler:
3 adet iri patates
1 adet soğan
3 adet yumurta
1 su bardağı yoğurt
1 su bardağı sıvı yağ
Bir avuç kıyılmış maydanoz
Bir avuç kıyılmış dereotu
2 su bardağı un
1 paket kabartma tozu
Tuz, karabiber, pul biber

Hazırlanışı:
1. Yumurtaları, yağı ve yoğurdu genişçe bir kabın içerisinde çırpın. Ardından unu eleyerek yavaş yavaş ekleyin.
2. Patatesleri soyup küp küp doğrayın. Soğanları da ince ince doğrayın. Maydanoz ve dere otunu kıyın.
3. Doğramış olduğunuz patatesleri, soğanı, maydanozu ve dere otunu diğer malzemeler ile karıştırın. Tuz ve baharatları ekleyin.
4. Fırını 180C derecede önceden ısıtın. Genişçe bir borcamın içini yağlayın ve hafif un serpin. Kek karışımını borcama dökün ve patates sürprizini önceden ısıttığınız fırına verin.
5. Patates sürprizini üzeri kızarana kadar pişirin ve üzeri kızardığında kürdan batırıp pişip pişmediğini kontrol etmeyi unutmayın. 

Üzeri kızarmışsa ve kürdan temiz çıkıyorsa patates sürpriziniz ya da patatesli kekiniz hazırdır. Afiyet olsun!




5 Mayıs 2014 Pazartesi

Annemin Keki


Merhaba,

Herkesin tarif defterinde "Annemin..." diye başlayan bir tarif vardır. Benim tarif defterim de bu tür tariflerle dolu... Benim kek yapma isteğim annemin içerisinde bolca "göz kararı" ölçüsünün yer aldığı tarifleriyle birleşince kek denemelerim yılan hikâyesine dönüştü, hatta kuzenimle aynı evi paylaştığımız üniversite yıllarında espri konusu da oldu.

Kimse annesinin karnından mükemmel bir aşçı olarak doğmaz. "Ben yaptım, oldu" diyenlere inanmayın ve bu yüzden mutfağa girmemezlik yapmayın sakın. Tabii ki güzel bir damak tadı olanlar ve biraz da el becerisi olanlar mutfakta harikalar yaratırlar, ancak elinizde iyi bir tarif varsa ve istekliyseniz siz de güzel yemek yapabilirsiniz.

Ben de çocukken yemek yapmaya başladım desem yalan olur. Evet, çok istekli olduğum doğruydu; ancak ben mutfakta denemeler yapmayı ve annemin öğle uykusuna daldığı vakitlerde krep yapıp mahalledeki tüm çocukları bize toplamayı severdim yemek yapmayı değil... Liseyi de annemden ve babamdan uzakta yatılı okulda okudum; ancak yatakhaneye değil ocak, kahve makinesi sokmak bile yasaktı. 
Ne zaman üniversiteye geldim ve kendi mutfağımızın olduğu bir yurda çıktım işte o zaman ufak tefek denemeler yapmaya başladım. Tabii ki her denemem başarıyla sonuçlanmadı ancak çocukluğumdan beri çok inatçı bir yapıya sahibim, bu işin de peşini bırakmadım. 

Annemden meşhur kekinin tarifini aldığımda bu işin altından kolaylıkla kalkabileceğimi düşünmüştüm. Ne var ki henüz "gözümün kararı" oluşmadığından üst üste yaptığım denemelerin hiçbirinde hayalimdeki kek kıvamını tutturamadım. Sonra aklıma ortası delik kek kalıplarından almak ve İnternetteki tarifleri karıştırmak geldi. Eureka! Annemin tarifini alıp da Oktay Usta'nın verdiği un ölçüsünü kullanınca içi yumuşacık, lezzetli ve çok güzel kabaran bir kek çıktı fırından. 
Onca keki fırından çıkar çıkmaz çöpe döken, kek denemeleri yaptığım kuzenim tarafından anlaşılmasın diye kek malzemelerini bile saklayan ben değilmişim gibi :)

İşte o gün bu gündür bu tarifi kullanıyorum. Keki bazen kakaolu ve portakal kabuklu, bazen damla çikolatalı bazen de kuru kayısılı ve cevizli yapıyorum. Kısaca içerisine ne istersem onu ekliyorum. Lafı daha fazla uzatmadan tarifi vereceğim:

Malzemeler:
4 adet yumurta
1,5 su bardağı toz şeker
1 su bardağı sıvı yağ
1 su bardağı süt
1 paket şekerli vanilin
1 paket hamur kabartma tozu
3 su bardağı un
2 avuç damla çikolata

Hazırlanışı:
1. Öncelikle yumurtaları ve toz şekeri mikser ile krema kıvamında bir karışım elde edene kadar çırpın.
2. Ardından sıvı yağı ve sütü ilave edip karışımı çırpmaya devam edin. Son olarak unu yavaş yavaş ve eleyerek kek karışımına ilave edin.
3. Hamur kabartma tozunu ve şekerli vanilini un ile birlikte eklemeyi unutmayın. Kabartma tozu koymayı unutmak en sık yapılan hatalardan bu yüzden bir şeyler hazırlamaya başlarken tarife eklenecek her şeyi önceden çıkarıp tezgahın üzerine koyuyorum. 
4. Son olarak keki neli yapmak istiyorsanız onu ekleyin. Ben iki avuç kadar damla çikolata ekledim. Ardından kek hamurunu ahşap bir kaşıkla alttan üste doğru karıştırın ve karışımı yağlanmış kek kalıbına dökün.
5. Keki 180 C derecede önceden ısıtılmış fırında, kürdan temiz çıkana kadar pişirin.

Afiyet olsun!



18 Mart 2014 Salı

Tahinli Kurabiye


Kurabiyelerimin fotoğraflarını yine dayanamayıp önden paylaşıyorum, en kısa sürede de tarifi paylaşacağım. Tanıştırayım kendisi mantar kurabiyeden sonra en sevdiğim kurabiye... Ağızda dağılan bir dokusu, tahini sevmeyene bile kendini sevdiren bir tadı var. Bu kurabiyeleri de Burcu'nun kahvaltı sofrası için hazırlamıştım, yeniden yapmayı iple çekiyorum :)

Uzunca bir aradan sonra yeniden merhaba

Daha önceki yazılarımda güzel birtakım gelişmelerin yaşanabileceğinin müjdesini vermiştim. Uzun zamandır beklediğim bir haber vardı, bir yere başvuruda bulunmuştum. Beklediğim yanıt geldi :) Kısmetse Haziran başı itibariyle iş hayatıma hayalini kurduğum bir yerde devam ediyor olacağım... Dualarınız için minnettarım.

Umarım bahar kendisiyle birlikte birçok güzel haber de getirir. Gelelim bugün vereceğim tarife...

Bu fotoğrafları haftalar önce paylaşmıştım, ancak bir türlü tarifini verememiştim. Umarım beğenerek tüketirsiniz zira ben bayıldım. Yazımın başında da bahsettiğim gibi mantar kurabiyeden sonra ikinci favorim tahinli kurabiyeler...

Malzemeler:
1 su bardağı ayçiçek yağı veya zeytinyağı (ben zeytinyağını tercih ediyorum)
1 su bardağı pudra şekeri
2 Türk kahvesi fincanı tahin
1 paket şekerli vanilin
3,5 su bardağı un
1 su bardağı dövülmüş ceviz
Not: Bu tarifte yumurta yok!

Hazırlanışı:
1. Tüm malzemeleri derince bir kaba alıp güzelce yoğurun.
2. Hazırladığınız hamuru streç folyoya sarıp yarım saat buzdolabında dinlenmeye bırakın.
3. Hamuru buzdolabında yarım saat kadar dinlendirdikten sonra fırın tepsisine yağlı kâğıt serin veya fırın tepsinizi yağlayın. Ardından hamurdan alacağınız ceviz büyüklüğündeki parçaları aralıklı aralıklı tepsiye dizin. Hamurun kıvamından dolayı parçaları yuvarlamakta zorlanırsanız dondurma kaşığı da kullanabilirsiniz.
4. Hazırladığınız kurabiyeleri önceden 180 C derecede ısıtılmış fırında 15 dakika kadar pişirin.

Afiyet olsun!
Tarif için Ufuk Mutfakta'ya teşekkürler...



17 Mart 2014 Pazartesi

Vişneli Tart ve İncirli Mini Tartlar

Merhaba,

Geçtiğimiz haftalarda ofisten çok sevdiğimiz bir arkadaşımızın evine konuk olduk kahvaltı için. Böylece hem gelenekselleştirmeyi planladığımız Cumartesi kahvaltılarının ilkini gerçekleştirmiş olduk hem de arkadaşımın 1,5 yaşındaki oğlu Oğuzhan ile tanıştık... Çok güzel bir Cumartesi geçirdik Burcu'nun sayesinde, bu vesileyle ona yeniden teşekkür ediyorum.

Ben de kahvaltı için vişneli turta ile tahinli kurabiyeler hazırladım. Bugün birazcık vakit bulmuşken turtanın tarifini paylaşmak istedim, tahinli kurabiyelerin tarifini de önümüzdeki günlerde paylaşacağım. Ben turtayı 23 cm'lik pasta kalıbında hazırladım, ancak alt kısmı beklediğimden çok daha kalın oldu (kabarma payını göz önünde bulundurmamıştım). Bu tarifi denemek istersenizgeniş yuvarlak bir borcam veya geniş bir turta kalıbı kullanmanızı öneririm. Ben vakit bulup da turta kalıbı almak için Eminönü'nün yolunu tutamadım henüz.



Malzemeler
250 gram (1 paket) margarin
2 adet yumurta
1 su bardağı toz şeker
1 paket kabartma tozu
3 su bardağı un
1 yumurtanın sarısı (üzeri için)
Dilediğiniz bir reçel veya marmelat

Hazırlanışı
1. Oda sıcaklığındaki margarini, 2 adet yumurtayı ve 1 su bardağı toz şekeri bir kapta karıştırın.

2. Ardından bu karışıma eleyerek yavaş yavaş unu, son olarak da kabartma tozunu ilave edin. Hamuru güzelce yoğurun.

3. Hamurun yaklaşık olarak üçte birini ayırın. Kullanacağınız kalıbı yağlayın ve hamurun geri kalanını (üçte ikisini) kullanacağınız kalıbın tabanına yayın. Hamurun yan kısımlarını daha yüksek olacak biçimde şekillendirin.

4. Reçel veya marmeladı hamurun iç kısmına sürün, reçelin/marmeladın hamurun dışına taşmamasına özen gösterin. Ben annemin hazırladığı vişne reçelini kullandım, aynı hamurdan ayırdığım parçalar ile de incirli küçük tartlar hazırladım. Bunun için muffin kalıpları kullandım.

5. Hamurun ayırdığınız kısmını yaklaşık 5 cm kalındığında açıp kurabiye kalıbı ile yıldız şeklinde parçalar kesin (ben iki farklı boyda kurabiye kalıbı kullandım). Bu parçaları reçeli veya marmeladı kapatacak şekilde tartın en üst kısmına yerleştirin. Ben bu yıldızlı tartı bir sitede görmüştüm ve çok hoşuma gitmişti. Dilerseniz tartın üst kısmını kafes gibi de biçimlendirebilirsiniz, görüntü ve kullanacağız reçel/marmelat tamamen size kalmış.

6. Son olarak bir yumurtanın sarısını tartın üzerine sürün ve tartı önceden 180 C derecede ısıtılmış fırında üzeri güzelce kızarana kadar pişirin.

Her gününüzün bu tartlar kadar "tatlı" geçmesi dileğiyle...
Afiyet olsun!

Bunlar da mini tartlarım...


11 Mart 2014 Salı

Anne, ekmeği ben alırım...


Başka bir tarif yazarak başlamak isterdim bu güne, ne var ki yazabileceğim tek tarif ekmek almak için evden çıkan çocuğunuzun sağ salim evine nasıl dönebileceği olurdu... Ancak bu ülkede böyle bir tarif vermek de mümkün değil. Berkin Elvan'a Allah'tan rahmet, ailesine ve geride kalanlara baş sağlığı diliyorum.
Gittiğin yerde huzur bulman dileğiyle çocuk, yolun ışık olsun...


Çocuklar mermilerden hızlı koşarlar demişti Sedat Balın, Berkin Elvan koşamadı.

Henüz 14 yaşında polis fişeğiyle başından vuruldu. 269 gün komada yattı. Onu vuran polis bulunamadı.

Berkin komadayken en başları çıkıp "Emri ben verdim, polisimiz de destan yazdı" dedi.

Alkışladılar.

Ben 15. yaşına komada girdi. 16 kiloya indi.

Geride annesine söylediği son sözü kaldı:
"Sen gazdan kaçamazsın ben hızlı koşarım anne, ekmeği ben alırım..."

7 Mart 2014 Cuma

Kremalı Bezelye Yatağında Somon



Merhaba,

Bir zamanlar balığı ağzına sürmeyen ben şimdilerde tam bir balıksever oldum. Bu nedenle mahalle pazarının kurulduğu Pazartesi ve Perşembe günlerini iple çekiyorum.

İş çıkışı koşa koşa yetişiyorum pazara, pazarcılarla sohbet ede ede alışverişimi yapıyorum :) Eskiden pazara gideceksin deselerdi inanmazdım, şu an pazardan başka bir yerden alışveriş yapmak istemiyorum. Mahalle pazarındaki peynircinin ve balıkçının müdavimlerindenim, öyle ki beni bir pazarda göremeseler bir sonraki pazar ziyaretimde neden gelemediğimi soruyorlar.

Bu hafta yine bir akşam pazarında balıkçıdan somon dilimleri aldım, internet üzerinden içime sinen bir tarif araştırmaya başladım ve kremalı somon pişirmeye karar verdim. İlk denememdi, çok pratik bir tarif olduğu için hiç zorlanmadım. Sizin de en kısa zamanda denemenizi öneririm.


Malzemeler
Kişi başı bir dilim somon
Top karabiber, tuz
Zeytinyağı
1 kutu yemeklik krema
1-2 su bardağı konserve bezelye veya garnitür

Hazırlanışı
1. Somon dilimlerini birkaç parçaya bölün ve üzerine alüminyum folyo serdiğiniz fırın tepsisinin üzerine dizin. Zeytinyağını balıkların üzerinde gezdirin, üzerlerine tuz ve top karabiber serperek 200 C derecede önceden ısıttığınız fırında 15 dakika boyunca folyonun ağzı kapalı olarak pişirin.

2. 15 dakikanın sonunda folyonun ağzını açın, bir 5-10 dakika kadar da (üzerini kızarana kadar) bu şekilde pişirin.

3. Buzdolabında bekletilmiş bir paket çiğ kremayı mikser ile yüksek devirde çırpın. Süzüp sudan geçirdiğiniz konserve bezelyeyi veya garnitürü kremaya ilave edin ve kremalı karışımı servis tabağına alın.

4. Fırından çıkardığınız somon dilimlerini bezelyeli/garnitürlü karışımın üzerine dizerek servis yapın.

Afiyet olsun!

5 Mart 2014 Çarşamba

Zeytinyağlı Enginar


Merhaba,

Bloğumu çok uzun zamandır ihmal ettiğimin farkındayım. İstanbul'da yaşayanlar bilir, akşam yemeğinden sonra koltuğa boylu boyunca uzanınca bazen kolunuzu kaldırmak gelmiyor içinizden... Ben de böyle bir iki haftayı devirdikten sonra vakit bu vakittir dedim ve yeniden bilgisayarın başına oturdum.

Bugün sizlere vereceğim tarif "zeytinyağlı ve garnitürlü enginar". Tarifi sevgili dostum Aslı'dan aldım. Enginarı oldum olası çok severim ancak pişirmekten biraz çekiniyordum açıkçası, bugüne kısmetmiş.

Malzemeler
6 adet enginar dilimi
1 su bardağı bezelye
1 adet orta boy havuç
1 adet orta boy patates
Riviera zeytinyağı
Bir avuç ince kıyılmış dereotu
1 adet orta boy soğan
1 çay kaşığı un
Tuz ve şeker
Yarım limonun suyu (Enginarları ovmak için ayrıca limon gerekiyor)

Hazırlanışı
1. İlk olarak enginar dilimlerini limonla güzelce ovun ve limonlu suyun içinde beklemeye bırakın.

2. Soğanı, havucu ve patatesi küp küp doğrayın. 

3. Bezelyeleri ayrı bir tencerede çok az haşlayın. Tamamen yumuşamasınlar ancak azıcık haşlansınlar. Bezelyeleri enginarla birlikte haşlarsanız enginarın suyunu karartıyorlarmış.

4. Genişçe bir tencereye (pilav tenceresi gibi) soğanı ve zeytinyağını ekleyin. Çok az kavurun. Patates ve havucu da ekleyip tümünü bir miktar kavurun.

5. Bezelyeleri ve enginar dilimlerini de aynı tencereye ilave edin. Enginarları garnitürler üzerindeyken pişirmenize hiç gerek yok, aynı tencerede pişmeleri ve birbirlerinin lezzetini almaları yeterli.

6. Un, şeker ve tuzu serpiştirin, daha sonra enginarların üzerini örtecek kadar kaynar su ilave edin. Yarım limonun suyunu da ekleyip tencerenin kapağını kapatın. 

7. Bir 10 dakika kadar yüksek ısıda kaynadıktan sonra tencerenin altını kısın ve 10 dakika da kısık ateşte pişirin.

8. Tencerenin altını kapattıktan sonra üzerini alüminyum folyo ile kaplayın ve enginarları bir süre de kendi buharında pişmeye bırakın.

9. Servis etmeden önce garnitürü enginar dilimlerinin üzerine yerleştirin, her birini dereotu ile süsleyin ve damak tadınıza göre soğuk veya ılık olarak servis edin.

Not: Dilerseniz hazır garnitür de kullanabilirsiniz. Bu durumda soğanları kavurduktan sonra garnitürü ilave edip soğanları bir müddet de garnitürle birlikte kavurun.

Afiyet olsun!



Sodalı Börek


Merhaba,

Bugün vereceğim tarif annemin tarif defterinden aldıklarımdan biri. Hem çok kolay bir tarif hem de soda kullanıldığı için börek çok güzel kabarıyor. Annem genellikle peynirlisini yapar, çok da güzel olur annemin pişirdiği... Ben de genellikle peynirlisini yapıyorum, bazen de kıymalı veya ıspanaklı ve peynirlisini pişiriyorum. Ben hamur işleri ile patatesli harcı birbirine yakıştıramadığım için böreklerde patates kullanmıyorum, ancak siz patateslisini de deneyebilirsiniz. Uzun lafın kısası harç konusunda yaratıcılığınızı kullanmak size kalmış...

Tarifi vermeden önce küçük bir hatırlatmada bulunacağım, böreği hazırladıktan sonra güzel kabarması için en az yarım saat boyunca bekletmeniz gerekiyor. Dilerseniz hazırladığınız böreği pişirmeden buzluğa atabilir, tüketmek istediğinizde doğrudan fırına atabilirsiniz.

Malzemeler
(Ispanaklı börek için)
1 adet orta boy soğan
Yarım kilogram sapları alınmış ve doğranmış ıspanak
Bir miktar beyaz peynir
Harcı için 2 yemek kaşığı sıvı yağ
Tuz ve karabiber

3 adet hazır yufka
1 adet orta boy yumurta
1 çay bardağından daha az sıvı yağ
1 şişe maden suyu (sade soda)
Üzerine serpmek için çörek otu ve susam

Hazırlanışı
1. Böreğin harcını hazırlamak için soğanları ince ince doğrayın ve yaklaşık 2 yemek kaşığı yağ ile kavurun. Bu esnada yarım kilogram ıspanağın saplarını kesin ve ıspanakları iyice yıkayın. Mümkünse bir süre sirkeli suda bekletin.

Not: Sirkeli su mükemmel bir dezenfektan. Salata hazırlarken veya ıspanak pişirirken marulları, ıspanak yapraklarını vs. ıslatacağınız suya birkaç damla sirke damlatabilirsiniz.

2. Hafifçe pembeleşen soğanlara yıkayıp iri iri doğradığınız ıspanakları ekleyin ve ıspanakları kavurun.

3. Yufkalarınızdan birini böreği pişireceğiniz tepsiye serin. Bu işlemi temiz bir zemin üzerinde yapın zira yufkanın kenarları dışta kalacak. Ardından ikinci yufkayı parçalara ayırıp bu parçaları ilk yufkanın üzerine buruşuk bir biçimde yerleştirin. Üçüncü yufkayı ortadan ikiye bölün ve birinci parçasını aynı şekilde tepsinin içine yerleştirin.

4. Ispanaklı harca tuz ve karabiber ilave edin. Ispanaklar piştikten sonra fazla suyu süzün ve ıspanaklı karışıma peyniri ekleyin. Hazırlamış olduğunuz harcı yufkaların üzerine eşit biçimde yayın.

5. Ardından üçüncü yufkanın son parçası ile harcın üzerini örtün. Son olarak tepsinin el altına serdiğiniz yufkanın kenarlarını tişört katlar gibi böreğin üzerine doğru katlayın.

6. Şimdi sıra geldi böreğin üzerine dökülecek karışımı hazırlamaya; sıvı yağı, maden suyunu (oda sıcaklığında olmasına özen gösterin) ve yumurtayı bir kapta karıştırıp çırpın.

7. Böreği dilimleyin, ardından bu sıvı karışımı kuru hiçbir kısmı kalmayacak şekilde böreğin üzerine dökün. Bu işlemi yavaş yavaş yapın. Böreği en az yarım saat dinlenmeye bırakın ki suyunu çeksin. Ardından üzerine çörek otu ve susam döküp; böreği önceden 180 C derecede ısıttığınız fırına verin ve üzeri iyice kızarana kadar pişirin.

Afiyet olsun!



3 Mart 2014 Pazartesi

Evde Yoğurt Mayalamanın Püf Noktaları



Merhaba,

Çok güzel bir hafta sonunu geride bıraktım ve hayata daha olumlu bakmaya karar vererek (başka bir Pazartesi kararı daha) haftaya başladım... Hafta sonu hem arkadaşlarımızla görüştük hem de eşimle baş başa keyifli bir tiyatro kaçamağı yaptık.

İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda çok güzel oyunlar sahneleniyor şu aralar, bu oyunlardan biri de Cumartesi akşamı seyrettiğimiz "İkinci Dereceden İşsizlik Yanığı". Oyunla ilgili detaylı bilgi edinmek isterseniz şuraya tık! Üstelik bilet fiyatları da oldukça cazip. İndirimli biletlerin fiyatı 6 TL, standart biletlerin fiyatı ise 10 TL.

Cumartesi gününü tamamen temizlikle ve ütüyle geçirdikten sonra Pazar gününü birbirimize ayırdım. Pazar gecesi de kendime bir güzellik yaptım ve okumayı ne zamandır ertelediğim kitabımı (Kurt Seyt & Shura) bir solukta bitirdim. İtiraf etmem gerekirse bu hafta sonu bloğum için özel bir şeyler pişiremedim; ben de geçtiğimiz haftalarda mayaladığım yoğurdun fotoğraflarını paylaşmak ve ev yapımı yoğurt tarifi vermek istedim.

Hazırlanışı:
Evde yoğurt mayalamak sanıldığı kadar zor bir şey değil, tek ihtiyacınız olan 1 litrelik süt ve kaliteli bir yemek kaşığı yoğurt! Günlük süt kullanırsanız sütü kaynatmanıza gerek yok, mayalanacak sıcaklığa gelene kadar ılıtmanız yeterli.

Sütü kaynatın ve kaynattıktan sonra bir köşede soğumaya bırakın. Süt hafifçe ılıdıktan sonra (parmağınızı sütün içerisine batırıp 5-6 saniye boyunca beklettiğinizde parmağınız yanmıyorsa sütün sıcaklığı iyi demektir) bir kasede bir yemek kaşığı yoğurt ile birkaç kaşık sütü karıştırın; ardından bu karışımı sütün kalanına ilave edin.

Not: Ilımaya bıraktığınız sütü kaynama ısısı için sık sık kontrol edin!

Ardından kullandığınız kabın veya tencerenin üzerine delikli bir süzgeç örtün. Süzgeç yoğurdun hava almasını sağlar ve sulanmasını önler. Son olarak kabın/tencerenin etrafını ve üzerini kalınca bir örtü ile sarın ve 5-6 saat kadar mayalanmaya bırakın.

Mayalanan yoğurdu kabın ağzı açık olarak buzdolabına kaldırın. Yoğurdun en az 7-8 saat boyunca buzdolabında beklemesi gerekiyor. Bu süre ne kadar uzarsa yoğurdun kıvamı da o kadar iyi olacaktır.

Afiyet olsun!

Bu hafta birkaç "temel" tarif denemek istiyorum. Ev yapımı nar ekşisi, elma sirkesi ve limon şekerlemesi bunlardan birkaçı... Aklımda ne zamandır isteyip de yapamadığımı birkaç hamur işi tarifi de var. Umarım hepsine zaman bulurum ve tariflerimi en kısa zamanda sizinle de paylaşırım. 
Herkese güzel bir hafta diliyorum...


28 Şubat 2014 Cuma

Kremalı Mantar Çorbası


Merhaba,

Bugün en sevdiğim çorbanın tarifini paylaşacağım. Eskiden hazır çorba paketlerinden alır onları pişirirdim, dün akşam düdüklü tenceremin kullanma kılavuzunu okurken gözüme tarifler bölümü ilişti. Pazardan da mantar almıştım ve kremalı mantar çorbası tarifini denemeye karar verdim. İyi de denemişim, hazır çorbalardan çok daha lezzetli oldu.

Eşim mercimek çorbası dışında hiçbir çorba içmeyeceğini söylüyordu, o da çorbamı severek içti. Demek ki geleneksel çorbalar dışındaki tarifleri denemem gerekiyormuş :)
Şimdi tarifimize geçelim:

Malzemeler
Yarım kilo kültür mantarı
2-3 yemek kaşığı zeytinyağı
1 adet etsu tablet
1 adet orta boy soğan
2-3 diş sarımsak
4 yemek kaşığı krema (kutudaki kremalardan)
Göz kararı kaynamış su
Tuz, karabiber ve kekik

Hazırlanışı
1. Soğan ve sarımsakları ince ince doğrayın. Bunları tencerenize alıp, tencereye iki veya üç kaşık riviera zeytinyağı ilave edin ve güzelce kavurun.

2. Soğanlar pembeleşirken mantarları temizleyin ve saplarıyla birlikte doğrayın. Ardından sotelediğiniz soğan ve sarımsaklara ilave edip, biraz da mantarları kavurun. Bu sırada iki ila üç bardak kadar su kaynatın.

3. Kaynamış suyu mantarların üzerini örtecek kadar koyun (düdüklü tencere kullanıyorsanız), suyun içerisine etsu tablet, tuz, karabiber ve bir fiske kekik ilave edip mantarları güzelce haşlayın.

4. Mantarlar haşlandıktan sonra tüm malzemeyi el blender'ından geçirin ve karışıma 4 yemek kaşığı kadar yemeklik krema ilave edin. Çorbanızı krema ile birlikte bir süre daha karıştırarak pişirin ve servis tabağınıza alın.

Not: Dilerseniz servis ederken çorbanızın üzerine taze dağ kekiği ilave edebilirsiniz.

Afiyet olsun!